Memur-Sen Kadınlar Komisyonu ve Eğitim-Bir-Sen Kadınlar Komisyonu’nun ortaklaşa düzenlediği 8 Mart Dünya Kadınlar günü yürüyüşü dün gerçekleştirildi.
Kucaklama taşından başlayan yürüyüş Atatürk Anıtında son buldu. Atatürk Anıtında devam eden programda öncelikle Saygı duruşunda bulunulup, İstiklal Marşımızın okunması sonrasında Atatürk anıtına çelenk sunuldu.
Çelenk sunumu sonrasında bir konuşma yapan Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Mehtap Meydaneri Acıyla yoğrulan sabırla bilinen, evlatlarıyla sınanan kadınlarımızın dünya kadınlar günü kutlu olsun.8 mart İnsan hakları temelinde, kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmış uluslararası bir gündür.
Nüfusunun neredeyse yarısı kadın olan dünyada, kadın anne rolüyle, iş hayatında, ev hayatında, kısaca yaşamın her köşesinde koşulsuz gerekli ve önemli bir konumdadır.” dedi.
Dünyada kadınlara yapılan zulümlerin son bulması gerektiğini ifade eden Meydaneri “Yaşamdaki bu öneme rağmen, insan hakları konusunda ihlallere mağruz kalan, zulüm ve şiddet gören, taciz edilen, işyerinde mobing uygulanan, çocuk yaşta evlendirilen, koca dayağı yiyen de yine kadındır. Çankırı Memursen kadınlar komisyonu olarak, üzerimize önemli görevler düştüğüne inanıyoruz.
Yaşadığımız toplumdaki erkekleri, kızları doğuran, onları büyütüp yetiştiren analar olarak, dünyaya güzel çocuklar bırakmak zorundayız. Ekmeğini paylaşmayı, acıya ortak olmayı, yaradılanı yaratandan ötürü sevmeyi, geleneklerimizi ve hoşgörü dini İslamiyeti, çocuklarımıza yeniden aşılamak zorundayız.
Sosyay medyanın insanların hayatlarına etki konusunda koca bir dev haline geldiği bu teknoloji çağında, ne izlediğimize, ne söylediğimize çocuğumuza nasıl örnek olduğumuza dikkat etmek en önemli ödevimiz.” şeklinde konuştu.
Ne olursa olsun herkesin bir can taşıdığını söyleyen meydaneri “Mesele doktor olmak, hakim olmak, kültürlü olmak değil, mesele kadın olmak. Çünkü kadın olmak kedere ortak olmak, komşusu akrabası, arkadaşı ya da hiç tanımadığı bir acıya göz yaşı olmak. Çünkü bunu gerektirir ana olmak kim korkmaz ki yavrusunu kaybetmekten kim korkmaz çaresizlikten.
Kadın olmak, kurtuluş savaşında yavrusu yerine bağrında mermi taşımak bir asır önce vatan müdafasında, İstiklal Mücadelesinde, Çanakkale’de 24 yıl önce Hocalıda bugün Filistin’de, Suriye’de, vatanımızda Doğu Anadoluda.
Kadın olmak yürek taşımak zulme, birlikte başkaldırmak. Kadın olmak birlik olmak, dirlik olmak, güç olmak. Müslüman olmak her canı canın her canlıyı emanetin saymak. İhtiyaç olduğunda birbirine, korktuğunda Allah’a sığınmaktır.” dedi.
Yürüyüş programı okunan Hatim Duası sonrasında son buldu.
Kaynak:Bizim Çankırı
