Ramazan SARICI/BİZİM ÇANKIRI
Çankırı’da yaşayan Masal Anlatıcısı Arzu Çetin Akyol, 5 yıldır biriktirdiği birbirinden farklı desen ve şekillerdeki 150 kahve fincanına evinde gözü gibi bakıyor.
Masal Anlatıcısı Arzu Çetin Akyol, Kastamonu’da bir müzede fincan koleksiyonu görmesinin ardından koleksiyon yapmaya karar verdi.
Fincanların bir kısmını gezdiği kentlerden, bir kısmını sosyal medya üzerinden, bir kısmını mezatlardan temin eden Akyol, arkadaşlarının da fincan hediye etmesiyle birlikte 5 yılda 150 parçanın yer aldığı bir koleksiyona sahip oldu.
Akyol, gazetemiz muhabirine yaptığı açıklamada, arkadaşlarının ve akrabalarının da yardımıyla biriktirdiği fincanları görenlerin şaşırdığını ve mutluluk duyduğunu söyledi.
MÜZE AÇMAYI İSTİYORUM
Fincan müzesi yapmayı hayal eden Akyol, “Bana gelen fincanların üzerinde mutlaka hediye eden arkadaşlarımın isimlerini not aldım ki, ilerleyen zamanda fincan koleksiyonumu müzeye çevirebilirsek onların isimleri de altlarına kalıcı olacak. Bu fincanlar 3-5 derken çoğaldı 150’ye ulaştı. Evimizin girişine güzel bir raf sistemi hazırlatıyorum. Fincanlarım orada sergilenecek. Ama ilerleyen zamanlarda, 81 ile çağrı yaparız, 81 ilden birer fincan gelir, belki bir konak buluruz ya da fincan müzesi açabiliriz. Bunu girişiminde de bulunabilirim.” dedi.
Akyol, koleksiyonunda eski yıllara ait fincanların da olduğunu belirterek, “Koleksiyonumda çok eski tarihli neredeyse 200 yıla dayanan fincanlarda mevcut. Yeni dekorlu fincanlardan da mevcut. Bir fincanım, arkadaşımın büyük büyük babasından kalan bir fincan. Kendi büyük babası bu fincandan kahve içerken hayranlıkla izlermiş. Daha sonra babası kahve içerken. Kendisi de kahve içmeye kıyamamış, ‘koleksiyonunda kalmalı’ diyerek bana göndermişti.” şeklinde konuştu.
HER FİNCANIN GÜZEL BİR HATIRASI VAR
Fincanlarına gözü gibi bakan, özenle temizleyen ve saklayan Akyol, şöyle devam etti: “Koleksiyonumda 150 adet farklı fincan mevcut. Bazen insanlar soruyor ‘150 takım fincanı nereye koyuyorsun diye?’ bunlar takım değil tek fincanlar. Bazı akşamlar misafirim geldiğinde dolabı açıp da ‘Bir fincan seçelim, kahvemizi onda içelim’ dediklerinde ben seçtikleri fincanda yapıyorum kahvelerini, afiyetle içiyorlar. Kahvelerini hazırlıyorum, bitirdiklerinde fincanları kendim özenle temizliyorum, yerine kaldırıyorum. Fincanlarım çok kıymetli.
Her fincan, evinizde sakladığınız her fincan güzel bir hatıra, anı yaşatıyor. Türk milleti olarak Türk kahvesini çok severiz. Ülkemizde kahve üretilmiyor ama pişirme tekniği, kız isteme ritüeli, yemekten sonra, nişan ve toplantılarda genelde kahve tüketiyoruz. Çayın kalabalıkla arası iyidir, kahvenin de ya yalnız içilir ya da yarenle içilir.”
2013 yılında UNESCO tarafından “İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi”ne alınan Türk kahvesi, yalnızca tadıyla değil kendine özgü pişirme tekniği ve sunum geleneğiyle de kültürümüzün vazgeçilmezi. 5 Aralık tarihi de ‘Dünya Türk Kahvesi Günü’ olarak kabul ediliyor.