Sayın Valimiz Vahdettin Özcan’ın Dünya Kadınlar Günü Mesajı
İnsan hakları kapsamında kadınların her anlamda eşit hak ve daha uygun çalışma koşullarına sahip olmak gayesiyle başlattıkları onurlu mücadele ile birlik ve dayanışmanın sembolü olarak bilinen “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de her geçen yıl gerek kamunun gerekse sivil toplum örgütlerinin artarak devam eden katkı ve katılımlarıyla çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır.
Sevgi, hoşgörü ve şefkatin timsali olan Türk kadını, toplumumuzun temel yapısını oluşturan aile birliğinin en önemli unsuru olarak daima özveri, gayret ve merhametin kaynağı olmuş, geçmişten günümüze Anadolu topraklarında tarihi, sosyal ve kültürel anlamda derin izler bırakmıştır.
Bizler öylesine necip bir ecdadın, anaların evlatlarıyız ki; İstiklal Mücadelesi’nin kazanılmasında cansiperane mücadele eden, cepheden cepheye koşan Türk kadınlarını; Onbaşı Halide Edip Adıvar’ı, Ilgazlı Ümmihan Nine’yi, Yanığın Emine Bacı’yı, Kastamonulu Şerife Bacı’yı, İzmirli Ayşe Hanım’ı, Kara Fatma’yı, Nene Hatun’u ve daha nice kahraman kadınlarımızın manevi miraslarını, aziz hatıralarını anmakla mükellefiz. Ayrıca evlatlarını bu vatan için feda eden ve onların acısıyla tutuşup kavrulan aziz şehitlerimizin analarını, kadınlarını da anmadan geçemeyiz.
Bugün bizlere miras bırakılan, onların omuzlarında yükselerek taçlanan Cumhuriyetimizin ilanı ve demokrasinin gelişmesiyle birlikte kadınların kamusal alana girmesini sağlayan yasal ve yapısal reformlar özellikle son yıllardaki istikrarlı sürecin ardından son derece yüksek bir ivme kazanmış ve gelişim göstermiştir. Kadınlarımız, siyasetten çalışma hayatına, bilimden sanata, spordan edebiyata hayatın her kademesinde üstlendiği görevleri başarıyla yerine getirmekte, modern Türkiye’nin simgesi ve Cumhuriyetimizin en büyük teminatı olarak toplumsal yaşamdaki yerlerini almaktadırlar.
Ülkemizde ve ilimizde kadınlarımızın hayat standartlarının yükseltilmesi ve sosyal yaşamda hak ettikleri konuma kavuşmaları için önemli somut adımlar atılmaktadır. Valiliğimiz koordinasyonunda, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca kadın ve çocuklara yönelik şiddet ve istismar olaylarının azaltılması, kadınlarımızın üretime katılmaları yönünde gerçekleştirilen çalışmalar, eşi vefat etmiş kadınlara yönelik ekonomik destek hizmetleri ile aile okulları, evlilik okulları gibi projelerle gayretli girişimlerimiz devam etmektedir.
Bu gayretli çalışmalar neticesinde, şiddete maruz kalan ya da bu riski taşıyan veya desteğe gereksinim duyan kadınlarımıza yönelik danışma, psiko-sosyal destek ve rehabilite edici hizmetler veren çocuk dâhil 20 kişilik bir Kadın Konukevi’ni 2013 yılı Aralık ayında hizmete sunduk. Bu Kadın Konukevi’nde misafir ettiğimiz kadınlarımız, kendi hayatlarını kurup devam ettirebilmeleri adına Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü, Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü ile Halk Eğitim Merkezi’nin paydaşı olduğu meslek edindirme kurslarına katılmaktalar.
Yine kadınlarımızın yarım kalmış eğitimlerini tamamlamaları ve meslek sahibi olmalarını sağlamak amacıyla “Kadınlar İkinci Bir Şansı Hak Ediyor” projesini uygulamaya geçirdik. Ayrıca “Toplum Yararına Program” kapsamında gerçekleştirilen “Okullara Kadın Eli Değsin” projesi ile ilimiz genelindeki okullarda istihdam edilmek üzere kadınlarımızın çalışma hayatına daha fazla katılması yönünde önemli adımlar atıldı. Çankırılı kadınların bu projelere olan ilgisi de bizleri gerçekten çok memnun etti. Bizlerde idare olarak üzerimize düşen görevleri hassasiyetle sürdürmeye devam edeceğiz.
Bu duygu ve düşünceler eşliğinde, başta ülkemizin dört bir köşesinde Çankırı’mızın kültürel değerlerini yaşayan ve yaşatan Çankırılı kadınlarımızın, kıymetli Çankırılı hemşehrilerimizin, her şeyin en güzeline layık olan Türk kadınının Dünya Kadınlar Günü’nü can-ı gönülden kutluyor, sağlık, mutluluk ve huzurlu günler diliyorum.
Çankırı Valisi Vahdettin Özcan
Nermin Aydınlı’nın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Mesajı
1857 yılında Amerika’nın Newyork kentinde bir tekstil fabrikasında çalışan çoğu kadın 129 işçinin feci şekilde can vermesiyle; 1910 Kopenhag kentinde toplanan 2.Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında hayatını yitiren işçilerin anısına 8 Mart gününün Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak anılması kabul edildi. 1975 yılını Dünya Kadınlar Yılı ilan eden Birleşmiş Milletler Örgütü 1977 yılında da kadınlara eşit hakların verilmesinin Dünya Barışını güçlendireceğini kabul ederek 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını kararlaştırdı. 1921 de Türkiye’de de kutlanan ve 1975 yılında yaygın hale gelen ancak 1980 darbesiyle ara verilen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 1984 yılında tekrar kutlanmaya başlandı. Böylece 8 Mart dünya’da kadınların güncel taleplerini ifade ettiği bir gün haline geldi.
Avrupa’dan önce Türk Kadını Mustafa Kemal ATATÜRK’ün sayesinde eşit birey, eşit yurttaş olarak toplumsal yaşamın içerisinde yer almıştır. 1930 yılında Belediye Seçme ve Seçilme hakkı, 1933 yılında Muhtar Seçme ve Seçilme, 1934 yılında Milletvekili Seçme ve Seçilme hakkını almıştır. 1935 yılında ilk seçimlere katılan Türk kadını meclise 18 kadın milletvekili göndermiştir ve Çankırı’dan emekli öğretmen Hatice Özgenel ilk kadın vekilimiz olmuştur. Bura da kendisini saygı ve rahmetle anıyorum.
Her ne kadar Türk kadını, Avrupa kadınından önce bu haklara kavuşsa da aradan geçen sürede istenilen düzeye gelememiştir.
Hayatın her alanında var olma savaşı veren Türk kadını maalesef günümüzde de en ağır emek işçisi olup eşya gibi alınıp satılan, baskı altında tutularak şiddete maruz kalmaktadır. Kadın ölüm vakalarında artış görülmektedir.
Son yıllarda kadına karşı çeşitli kin ve nefret içeren söylemlerle toplumun kadına karşı bakışının şekillendirilmeye çalışılması kadını tamamıyla ötekileştirmekte ve kadın haklarının kısıtlanmasına sebebiyet vermektedir.
Bir ülke’de eğitim seviyesi ne kadar yüksek olursa, sosyal hayata giren insan sayısı da artar ve birçok alanda başarı yükselir!
Bu gün kadınlar olarak sözün bittiği yerdeyiz!
Cumhuriyet Halk Partisi olarak kadın sorunlarına kalıcı çözümlerin bulunabileceği bilincindeyiz. Kadınlar üzerinde her türlü sömürü ve baskıya son verilmesini, kadının toplumda yaşama etkin katılmasının sağlanmasını, hayatın her alanında kadınla erkeğin yan yana, omuz omuza zorluklarla ve sorunlarla mücadele edebileceği düzeye gelmesi için kadının eşit yurttaş olduğunu, yoksulluğun kader olmadığını, işsizliğe çare bulunabileceğini, kadının şiddet değil, sevgi istediğini belirtirken, kadınlarımızın huzurlu ve mutlu olmalarını diliyor ve hepimizin 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum.
Nermin Aydınlı Çankırı CHP Mv. A.Adayı
Çankırı Milletvekili Av. İdris Şahin’in 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlama Mesajı
Gelişmiş toplumlarda felsefesinin temeline insanı, insanın da merkezine her şeyden önce kadın yerleştirilmiştir. Partimizin kuruluşundan itibaren Kurucu Genel Başkanımız Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Kadınsız bir siyaset, kadınsız bir demokrasi sadece kadınlar için değil, bütün toplum için bir eksikliktir.’ Diyerek bu alanda ciddi çalışmalar yapılmasını sağlamıştır. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Türkiye’de ilk defa AK Parti döneminde kadınlarımız, gerek siyasette gerekse değişik proje ve çalışma hayatında bu kadar desteklenmiş ve sahiplenilmiştir.
Bir toplumda kadına gösterilen saygı, verilen değer, hak ve sorumluluklar, o toplumun çağdaşlık ve gelişmişlik düzeyini belirler. Kadın eli değmiş, kadın ruhuyla zenginleşmiş, şefkatle sarmalanmış bir dünya, elbette ki savaşla, kanla, gözyaşıyla dolu bugünlerden çok daha güzel yarınlar vaat edecektir.
Cennet anaların ayakları altında dır diyen bir Resulün ümmeti olarak.Başta şehit anaları olmak üzere ülkemizin ve tüm dünya kadınlarının 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ’nü kutluyorum.
Av. İdris Şahin=>Çankırı Milletvekili & Anayasa Komisyonu Başkanvekili
Çankırı Milletvekili Hüseyin Filiz’in 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Mesajı
Toplumun temeli aileye, ailenin temeli ise kadınların varlığına bağlıdır. Her yönden gelişmiş toplumların arka planına baktığımızda ise, aileyi huzurlu bir şekilde idare etmesini bilen kadınları görmekteyiz. Bütün fedakârlığı ile ailenin temel taşı olan kadınlarımız, huzurlu mutlu ve geleceğinden emin fertler yetiştirmek için olağan üstü gayret göstermektedir. Dolayısıyla kadının olmadığı ya da ihmal edildiği toplumların sağlıklı olması gelişme göstermesi mümkün değildir. Tarihin her devrinde Türk kadını, aile ve toplum yapısının en müstesna mevkiinde bulunarak takdir edilecek fedakârlıklar ortaya koymuştur.
Doğumdan ölüme kadar, hayatın her anında varlıklarını hissettiğimiz, ihtiyacımız olduğunda desteklerini esirgemeyen, eğiten, yetiştiren, bizi biz yapan analarımız, bacılarımız, hayatımızın yarısı hatta çok daha fazla değerlerimizi ifade eden, Peygamberimizin (Cennet annelerin ayakları altındadır) sözünün muhatabı olan kadınlarımıza sağlık, mutluluk ve esenlik dolu bir gelecek diliyor, Başta Çankırılı hemşerilerimiz olmak üzere, tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum.
Hüseyin Filiz=>Çankırı Milletvekili & Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Üyesi
Çankırı Barosu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Mesajı
Kadınlara karşı şiddet dünyada en yaygın, ancak en az cezalandırılan suçtur. En az üç kadından biri dövülmüş, cinsel ilişkiye zorlanmış ya da hayatı boyunca başka türlü suistimal edilmiştir (tecavüz, kötü davranış). Genellikle, suistimal eden kişi aileden bir üye ya da kadının tanıdığı bir kimsedir. Ev içi şiddet, bölge, kültür, etnik köken, eğitim, sınıf ve din ne olursa olsun kadınlara karşı en yaygın suistimal şeklidir. Her ne kadar yasalar değişmiş, kadına yönelik şiddettin önlenmesine ilişkin yeni tedbirler alınmış olsa da tüm bunların yetersiz kaldığı artan kadın cinayetleri, tecavüzler, istismarlar ve şiddetten açıkça ortaya çıkmaktadır.
Sadece yasalarla buna önlem almak, önleyici tedbirler, koruma kararları, kadın sığınma evleri bu konuda yeterli gelmemektedir. Evet, bu suçlara verilen cezalar arttırılmalıdır ancak burada önemli olan bir konu da vardır ki eğitim. Erkek çocukları daha aile içinden başlayarak eğitilmeli ‘sen erkek çocuksun’ diyerek ayrıcalıklarla yetiştirilmemelidir. Okullarda da aynı şekilde eğitime bu yönde ağırlık verilip çocuklarımızı daha temelden bu şekilde yetiştirmeliyiz. Aile içi şiddetinde bu anlamda etkisi çok büyüktür. Çocuk ailede ne görüyorsa o şekilde yetişmektedir. Babasının annesine yaşattığı şiddeti gören çocuk kadını aciz bir varlık olarak görmekte bu mantıkla yaşamaktadır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bu konuda daha kapsamlı bir çalışma başlatıp kreş ve ilkokullarda yapacağı araştırmalarla evinde şiddet yaşayan çocukları ve aileleri tespit edip düzenleyeceği programlarla bu ailelere destek vermelidir. Bakanlığın misyonu kendilerinin de belirttiği gibi Birey, aile ve toplum refahını artırmak amacıyla dezavantajlı kesimler öncelikli olmak üzere tüm toplumu hedefleyen katılımcı anlayışla, adil ve arz odaklı bütüncül sosyal politikalar üretmek, uygulamak ve izlemektir. Bu bağlamda şu anda toplumumuzun en önemli sorunlarından biri olan kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri, çocuk istismarlarını önleyici tedbirler almak gerekirse eğitim programlarını arttırmak, okullardaki müfredata çocukları bu konuda eğitici bir düzenleme getirmek… vb. çalışmalara ağırlık verilmelidir.
Erkekler şiddetin çok dar bir tanımını yaparak davranışlarını hafifsetmek ve önemsiz göstermek istemektedirler. Erkekler, şiddeti önemsememe, şiddet kullandığını reddetme, eşini suçlama şeklinde bir bileşkeyle şiddetin sorumluluğunu anlamaktan kaçınmaktadır. Biz kadınlara bu bağlamda düşen en önemli vazife bir anne olarak erkek çocuklarımızı yetiştirirken bunlara dikkat ederek, erkek çocuk olmasından dolayı imtiyazlı olduğu, üstün olduğunu düşünmesini sağlamayacak şekilde yaklaşmalı ve çocuğumuzu değil ki bir kadına hiçbir canlıya şiddet uygulamadan yaşaması konusunda eğitmeliyiz. Çünkü unutulmamalıdır ki eğitim ailede başlar.
Kadına yönelik şiddetin tam anlamıyla önlenebilmesi için, önlemlerin hukuk alanıyla sınırlı kalması, yasal düzenlemelerin yapılması tabiî ki yeterli değildir. Bu anlamda devletin her organına, toplumsal alanda söz sahibi her kuruluşa, tek tek her bireye görev düşmektedir.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, tüm dünyada, kadınların eşitlik, kalkınma ve daha huzurlu yaşam özlemlerini ve isteklerini dile getirdikleri, birlik ve beraberlik günü olarak kutlanmaktadır. Cumhuriyet ile kazanılmış çağdaş haklar ve özgürlüklerle birlikte, yaşamın her alanında başarıyla yer almış kadınlarımızın kadınlar gününü kutluyorum.
Çankırı Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av.A. Buket Uysal
Türk Büro-Sen Çankırı Şubesi Kadın Kolları Başkanının 8 Mart Dünya Kadınlar Günü İle İlgili Yazılı Basın Açıklaması
Kadın haklarını hatırlatmak ve toplumu bu konuda bilinçlendirmek için bir fırsat olarak değerlendirdiğimiz 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, özel bir gün. Çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebiyle eylem yapan 129 kadının iş yerinde yakılarak öldürüldüğü günden bugüne geldiğimiz noktada, kadın hakları gelişmiş ülkede ilerlemeler göstermiş olsa da, ülkemizde ve gelişmekte olan ülkelerde ne yazık ki istenilen seviyelerden oldukça uzaktadır.
Siyaset, çalışma hayatı, bilim, sanatta olduğu gibi toplumsal hayatın her kademesinde Kadınlarımızın daha çok yer almaları ve kendilerini daha iyi ifade edebilmeleri için bizim de içinde bulunduğumuz tüm sivil toplum kuruluşlarına büyük görevler düşmektedir.
Her yıl 8 Martta toplumsal hayatta kadının yeri ve sorunlarına ilişkin tartışmalar yeniden gündeme gelmektedir. Bu tartışmalar içinde en değerli varlığımız olan kadınlarımızın şiddet konusu ile birlikte ele alınmasını ise, yirmi birinci yüzyıl Türkiye’si için bir insanlık ayıbı olarak kabul ediyoruz.
Türk milletinin tarihinde, kadınlar erkeğinin biricik yoldaşı, güç ve ilham kaynağı, hanların, hakanların önünde saygı ile eğildikleri bir şeref abidesi olarak kabul edilmiştir. Milletimizin inancında, töresinde kadının dövülmesinin, horlanmasının, itilip kakılmasının yeri yoktur.
Bu gün maalesef kadınlarımız babasından, kocasından, erkek kardeşinden hatta kendi doğurduğu büyüttüğü evladından şiddet görmektedir. Bunlara birde sokaktaki şiddeti eklersek kadınlarımızın yaşam alanı her geçen gün daha da daralmaktadır. Gelinen nokta ise; kadının en temel insan hakkı olan ‘’yaşam hakkına’’ kadar uzanmaktadır.
Daha geçtiğimiz haftalarda bir genç kızımızın, insanlık dışı bir muameleye maruz bırakılarak katledilmesi, hepimizin yüreğini dağladı. Kadın cinayetlerinde geldiğimiz son noktanın görülmesi, bu acının iliklerimize kadar hissedilmesi ve faillerinin en ağır şekilde cezalandırılması yönünde toplumun bütün kesimlerinde oluşan, ortak kanaati benimsiyor ve destekliyoruz.
Türk Büro-Sen olarak kanun yapanların ve uygulayacakların ellerini vicdanlarına koymalarını, ülkemizde kadına yönelik her türlü şiddetin ve cinayetlerin önlenebilmesi için gerekli tedbirlerin ivedilikle alınmasını bu suçların faillerine de daha caydırıcı cezaların verilmesini bekliyoruz.
Fedakârlıkları ve gösterdikleri büyük başarıyla vatanımızın kurtuluşuna adını büyük harflerle yazdırmayı başaran Büyük Önder Atatürk’ün ‘’Dünyada hiçbir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez’’ diyerek hakkını teslim ettiği kadınlarımız, cumhuriyetten sonraki süreçte de aynı azmi ve başarıyı ülkemizin inşasında göstermiştir.
Hayatın her alanında; üretimde, eğitimde, sanatta, kültür ve siyasette başarılarıyla kendilerini kanıtlamış olan kadınlarımız, günümüzde ne yazık ki şiddet başta olmak üzere eğitim, istihdam gibi her geçen gün artan sorunlar yumağıyla karşı karşıya bırakılmıştır.
Devlet Personel Başkanlığı 2013 verilerine göre, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan toplam 2 milyon 548 bin çalışanın yüzde 35,9′ unu kadınlar oluştururken, kadın yönetici sayısı sadece yüzde 10’dur.
Oysaki Kadınlarımız büyük düşünmek ve iddia sahibi olmak zorundadır. Bize göre Kadınların sendikalar başta olmak üzere sivil toplum örgütlerinde bulunduğu ortama düzen ve ahenk katmakta ne kadar maharetli olduğunu göstermelerinin zamanı gelmiştir.
Kadın; mücadelenin, değişimin, direnişin adıdır. Kadın, haklarının kendisine lütfen verilmesini beklememeli, önce örgütlenmeli sonrada tabuları yıkarak, yaşamın her alanında hak ettiği yeri tabiri caizse söke söke almalıdır.
Türk kadınının konumunu, sorunlarını, ihtiyaçlarını ve beklentilerini paylaşmak için bir fırsat olarak değerlendirdiğimiz 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde tüm kadınlarımızı örgütlü mücadelemize katılmaya davet ederken, kadının toplumda hak ettiği gerçek yeri bulmaları için yapılacak tüm çalışmalara destek vereceğimizi bildirir, bu anlamlı günün tüm kadınlarımıza ve dünya insanlığı için hayırlara vesile olmasını temenni ederiz.
Leyla Yamuç=>Türk Büro-Sen Çankırı Şube & Kadın Kolları Başkanı