Cumhuriyet Halk Partisi Çankırı İl Başkanı Fikret Tatlıcı yazılı bir basın açıklaması yaparak Belediye Başkanı İrfan Dinç’i tarafsızlığa davet etti.
Tatlıcı açıklamasının devamında “26 Şubat 2016 Cuma günü, Belediye Başkanı İrfan Dinç, Belediye çalışanları, hanımlar lokali kursiyerlerinin de olduğu bir grup insanla Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu hakkında bir defa daha Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmuşlardır.
Öncelikli belirtmemiz gerekir ki; kendisine hakaret edildiğini düşündüğünüz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gibi, sizde Çankırı’nın seçilmiş bir belediye başkanı olmanıza rağmen, maalesef tüm Çankırılının Belediye Başkanı olmayı başaramadınız. AKP il, ilçe örgütleri ve seçmenleri dışındaki herkesi hiçe saymış ve sadece AKP’lilerin Belediye Başkanı olduğunuzu bu hareketinizle bir kere daha göstermiş oldunuz.
Anayasanın 103.maddesi uyarınca yapılan tarafsızlık yemini ve 104.maddede belirtilen görev ve yetkileri karşılığında muhtarlarla toplantı, toplu açılışlar adı altında miting yapmak ve bunu kullanarak, siyasi gündeme ilişkin taraflı değerlendirmelerde bulunmak, siyasi propaganda yapmak cumhurbaşkanının anayasal görev ve yetkileri arasında bulunmamaktadır. Kendisinin her gün yaptığı açıklamalar ülkeyi germekte, toplumun ayrışmasına, kamplaşmasına neden olmaktadır. Anayasa ve hukuka aykırı yarattığı fiili durumlarla kendisini her şeyin üzerinde görmekte, fiili duruma göre yasaların şekillendirilmesini isteyebilmektedir. Birilerinin kendisine artık başbakan olmadığını, ettiği tarafsızlık temini ışığında tarafsız olması gereken bir Cumhurbaşkanı olduğunu hatırlatmasında yarar bulunduğu kanısındayız. Bu ülkemizin normalleşmesine de katkı sağlayacaktır.
Sayın Genel Başkanımız önce partimizin kurultayında, ardından da grup toplantısında Anayasa maddelerini referans göstererek, Cumhurbaşkanının tarafsızlığıyla ilgili sözleri sizi de rahatsız etmiş olacak ki üçüncü kez Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunma işlemini gerçekleştirmiş oldunuz. Size gelince Sayın Dinç, Cuma günü yapmış olduğunuz başvuru ve akabinde yapmış olduğunuz konuşma içerik olarak hiç yakışmadı. Yükseğe çıkartmakla öğündüğünüz siyasi çıtayı yere düşürdünüz. Bütün bunları yapan sanki bir şehrin belediye başkanı değil de gelecekteki siyasi ikbal ve beklentilerini öne çeken ve bunu yaparken de belirli yerlere göz kırpan siyasi bir figürü temsil ediyor pozisyonundaydınız.
Sayın Dinç, Ankara’ya mesaj vermek yerine, Çankırı’nın sorunlarına odaklanın. Bakın geçen hafta 48 saat sularımız akmadı. Şehrin alt yapısı evlere şenlik durumdadır. Karma karışık olan trafik ve otopark sizin sorununuz değil mi? Dükkan ve mağazaların boy gösterdiği kaldırımlarda adeta yürümek imkansız hale gelmiş durumda. Nerede Çankırı’yı modern kent haline getirecek donatılar? Nerede sosyal ve kültürel mekanlar. Çankırı’nın büyük bir köy görünümünden çıkaramadığınızın farkında mısınız? Sayın Dinç, siz Çankırı’yı nasıl modern bir şehir haline getirebileceğinizi düşünün. Siz üç dönemdir yapmak için söz verdiğiniz, ama hala ilk döneminizde ki vaatlerinizden başlayarak gerçekleştirmeyi bugüne kadar başaramadığınız işlerle ilgilenin. Kendinizi şehrin siyasi yapısının şekillendirilmesiyle ilgili işlerden çekerek, şehrin sorunlarının çözümüne odaklanın. Eğer şehirde bunlardan başka yapılacak bir şey kalmadı diyorsanız, sizi sosyal demokrat, insan odaklı belediyecilik anlayışıyla yönetilen illere gitmenize ,yapılanları görmenize , belediyecilik anlayışınızı geliştirmenize yardımcı olabiliriz.
Yaptığınız konuşmada “Türkiye Cumhuriyeti ve devletimiz bizim için her şeyin üzerindedir.” Diyorsunuz. Oslo’da ve İmralı’da terörist başıyla masaya oturulduğunda, Dolmabahçe’de mutabakat metni açıklanırken neredeydiniz? Diyarbakır meydanında terörist başının mektubu okunurken, Habur’da halaylar çekilirken, sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunmak aklınıza gelmedi mi? Yeter artık, olmaz böyle şey! demenize engel olan neydi? Bakın gün geçmiyor ki şehit cenazeleri gelmesin. Onlar vatan uğruna, bayrak uğruna canlarını, kanlarını seve seve feda etmekten çekinmediler. Bizler de çekinmeyiz. Çünkü biz Çanakkale’de, İnönü’de, Sakarya’da ve Dumlupınar’da vatan için, bayrak için seve seve canlarını veren, kefenleriyle değil, kefensiz yatan Kuvayi Milliyetçilerin torunlarıyız.
Camilerin ahır yapıldığı iddianız da gerçeği yansıtmayan boş bir sözden ibarettir. Hani dönemin başbakanı tarafından dile getirilen Bezmîalem Valide Sultan Camisine ayakkabılarıyla girdiler, camide içki içtiler iddiası gibi, yada Kabataş İskelesinde yanında çocuğu olan bir kadına seksen yüz kişilik bir grup tarafından saldırıldığı “Benim başörtülü bacıma saldırdılar” mobese kayıtlarının Cuma günü bütün ülkeye izletileceği söylenmişti. Ancak kaç Cuma geçmiş olmasına rağmen bu görüntüler bugüne kadar hiç kimse tarafından izlenememiştir. Çünkü bunlar asılsız, gerçek dışı kurgulanmış olaylardır. Ama sizin Belediye Başkanlarınızın alış veriş merkezi yapmak için yıkmış oldukları camiler kurgu değil gerçektir.
Genel Başkanımıza “Haddini bilsin, yoksa haddini bildiririz. Ayağını denk al. Ne olursan ol. Haddini bil. Yoksa Çankırı olarak haddini bildiririz” demeniz açık bir tehdit olup, aynı zamanda haddinizi aşmaktır. Sayın Dinç’in bu tavrı üslup ve seviye konusunda nerelerde olduğumuzun bir göstergesidir. Cumhuriyet Halk Partisi devlet kurmuş bir partidir. Kökleri İnönü’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da ve Anıtkabir’dedir. Cumhuriyet Halk Partisi hukukun üstünlüğüne ve hukuk devletinin gereğine inanan bir partidir. Devlet yönetiminde görev alan kişilerin de hukukun içerisinde kalarak görev yapmalarını bekler. CHP’yi yıpratma çabaları içinde olanlar bilmelidirler ki 93 yıllık koca bir çınar olan CHP sonsuza kadar var olacak kimseye boyun eğmeyecektir. Kamu oyunun bilgisine saygılarımla arz ederim.” dedi.
Kaynak:Bizim Çankırı