Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili Çankırı Ziraat Odası Başkanı Nejat Gamzeli basın mensupları ile bir araya geldi.
Gerçekleştirilen basın toplantısında “Ülke insanımızın beslenmesinde, hayvan yeminde ve sanayide tahıllar büyük önem taşımaktadır. Tahıllar içinde de en ön sırada gelen ürünler ise buğday ve arpadır” diyen Gamzeli, ” Gerek dünyada ve gerekse ülkemizde özellikle buğday üretiminde herhangi bir nedenle azalma olduğunda, buğday fiyatları da yükselmekte, bu durum da stratejik bir ürün olan un maliyetlerini artırmaktadır.
Dolayısıyla birçok ülke buğdayda kendi kendine yeterli olmayı ve stoklarında yeterince buğday bulundurmayı strateji olarak benimsemiştir” dedi.
“Ülkemiz meyve ve sebzede adeta bir cennet olmakla birlikte yine de bir tahıl ülkesidir” diyen Gamzeli, “İç Anadolu da bildiğiniz gibi ülkemizin tahıl ambarı konumundadır ve toplam tahıl üretiminin üçte birinden fazlası gerçekleştirmektedir.
7,7 milyon hektar alanda buğday, 2,7 milyon hektar alanda ise arpa üretimi yapıyoruz.
Buğday ve arpa, 10,4 milyon hektar ekili alanlarıyla, toplam ekili alanların üçte ikisini oluşturuyor.
Bu yıl buğday üretimimizde yüzde 5,8, arpa üretimimizde yüzde 11,9’luk artış bekliyoruz. Tahminlere göre, bu yıl buğday üretimimiz 1,2 milyon tonluk artışla 21,8 milyon tona, arpa üretimimiz 0,8 milyon tonluk artışla 7,5 milyon tona çıkacak.
İnsanımızın beslenmesi, gıda sanayi ve tohumluk ihtiyacı dikkate alındığında iç tüketimimiz için yaklaşık 18,7 milyon ton buğday üretimine ihtiyacımız var.
Arpa tüketimimiz de 7 milyon tonu aşıyor.
Bu yıl gerçekleşecek üretim rakamlarıyla ihtiyacımız rahatlıkla karşılanacaktır” dedi.
“Ülkemizde hububat hasadı, 15 Mayıs’ta güney illerimizde başladı ve Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) 6 Haziran 2017 tarihinde “2017 Dönemi Hububat Alım Politikaları’’nı açıkladı” diyen Gamzeli, ” TMO, hasadın yoğunlaşmasını beklemeden 6 Haziran 2017 tarihinde üreticilerin depolama ve finansman ihtiyacını karşılamak amacıyla emanet alımlara başladı.
Üreticilerimiz, ÇKS’de kayıtlı üretim miktarının tamamını randevu alarak TMO işyerlerine taahhütname karşılığında veya emanete bırakabiliyorlar.
İsteyen üreticimiz de emanete bıraktığı ürün karşılığında geçen yılki müdahale alım fiyatı üzerinden yüzde 30 oranında avans kullanabiliyor.
Emanet olarak veya taahhütname karşılığında bırakılan ürünlerden fiyat açıklanıncaya kadar depo kira ücreti alınmayacak.
Ayrıca, lisanslı depolara ürün teslim eden üreticilerimiz, yüzde 2 stopaj ve SGK kesintisinden muaf tutuluyor. Ürününü teminat göstererek kredi kullanabiliyorlar” dedi.
Gümrük vergilerinin fiyatları düşürdüğünü dile getiren Gamzeli, ” Çiftçimizin tedirginliğe girmesine, adeta buğdayda piyasanın durmasına neden olan gümrük vergilerinin indirilmesi kararı, fiyatları düşürdü.
Gümrük vergileri, canlı hayvanlarda yüzde 135’den yüzde 26’ya, karkas ette yüzde 100’den yüzde 40’a, buğdayda yüzde 130’dan yüzde 45’e, mahlutta yüzde 130’dan yüzde 45’e, arpada yüzde 130’dan yüzde 35’e, mısırda yüzde 130’dan yüzde 25’e çekildi.
Girdi fiyatları yüksek, verim düşükken gümrük vergilerinin indirilmesi çiftçimizin rekabet gücünü azaltacaktır.
Hasat yoğunluğunun arttığı bir dönemde gümrük vergilerini düşürmek, çiftçimizi mağdur etmiştir” dedi.
“Çiftçi, tüccar ve sanayici önünü göremediği için ne yapacağını bilememektedir” diyen Gamzeli, “Çiftçinin anayasal meslek kuruluşu ve çatı örgütü olan Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin görüş ve düşünceleri alınmadan yapılan bu düzenlemeden vazgeçilmesi çiftçimizin ortak talebidir.
Konuyla ilgili Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin görüşlerini Genel Başkanımız Sayın Şemsi Bayraktar, bütün ayrıntılarıyla açıklamış, kararın yanlışlığını ve çiftçimizin mağduriyetini ortaya koymuştur.
Diğer yandan, gümrük birliği kapsamına tarımın dahil edileceği söylenmektedir.
Etki analizleri yapılmadan, tarım gümrük birliğine dahil edilemez. Bu Türk tarımının sonu olur. Ekmeği bile Fransız, Alman buğdayı ile yaparız. Kendi çiftçimiz yerine, Henri’ye, Hans’a para kazandırırız.
Çiftçi dostu olan TMO da çiftçimizin mağduriyetini gidermek için acilen, çiftçimizin alın terinin karşılığını verecek makul bir müdahale alım fiyatı açıklamalı ve bu belirsizliği ortadan kaldırmalıdır.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Sayın Faruk Çelik, duruma müdahale etmeli, çiftçimizin mağduriyetine son vermelidir.
Çiftçimiz, Tarım Bakanımızdan, TMO’nun müdahale alım fiyatlarını açıklaması ve piyasaya etkin olarak girmesi konusunda destek bekliyor.
Bakanımızın, bu talepleri karşılıksız bırakmayacağını düşünüyoruz.
Üreticimiz gecesini gündüzüne katarak tarlasını sürüp, güneşin altında alın teri dökerek ürettiği ürünü hak ettiği değerden satabilmeli ve emeğin karşılığını almalıdır.
Hasadın yoğunlaştığı bu günlerde TMO alım merkezlerini artırmalı, cumartesi günlerinin yanı sıra pazar günleri de çalışarak, hasat döneminde ürününü acilen satmak zorunda olan çiftçilerimizi, tüccarın eline bırakmamalıdır.
TMO emanette hızlı alım yapmalıdır.
Bu yıl rekoltenin geçen seneye göre yüksek olacağı tahmini de göz önüne alındığında, il merkezleri dışında üretimin yoğun olduğu ilçelerde de geçici alım merkezlerinin kurulması üreticimizin mağdur olmasını önleyecektir” dedi.
Kaynak:Bizim Çankırı