18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü kapsamında Çankırı Karatekin Üniversitesi Hukuk Fakültesi Konferans Salonunda program düzenlendi.
Programa, Vali Vekili İsmail Küreci, Garnizon Komutan Tuğgeneral Salih Büyük, Çankırı Belediye Başkan Vekili Özlem Demirci, Cumhuriyet Başsavcısı Oğuz Şükrü Ener, Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Çiftçi, Emniyet Müdürü Yılmaz Delen, Jandarma Komutanı Albay Yusuf Mutlu Genç, kurum müdürleri, şehit aileleri, gaziler ve aileleri, askeri erkan, siyasi parti ve STK temsilcileri ile vatandaşlar katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından Şehit Topçu Er Ahmet Esen’in oğlu Hasan Esen, duygusal bir konuşma yaptı.
Şehit oğlu Esen, “Öncelikle yakın zamanda meydana gelen ve hepimizi derinden yaralayan Kahramanmaraş merkezli 11 ilimizi etkileyen deprem felaketinde ve akabinde Şanlıurfa ve Adıyaman illerimizi etkileyen sel felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’ta rahmet yaralı vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum. Rabbim bir daha ülkemize böyle afetler yaşatmasın diyorum.” dedi.
Duygularını dile getiren Esen, şunları söyledi:
“Vatanımızın bölünmez bütünlüğü, milletimizin huzur ve güvenliği uğruna canlarını hiçe sayan aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle yad ettiğimiz böylesine manalı bir günde şehit oğlu olarak yaşadıklarımı, hissettiklerimi duygu ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Ben, 1995 yılında Kıbrıs’ta askerlik vazifesini ifa ederken eğitim esnasında rahatsızlanarak şehitlik mertebesine ulaşan şehit topçu er Ahmet Esen’in oğluyum. Babam şehit olduğunda henüz 3 yaşındaymışım. Askeri tören düzenlediği sırada her şeyden habersiz oyunlar oynuyormuşum. Babamı dünya gözüyle görmek ona sımsıkı sarılmak, kokusunu doyasıya içime çekmek nasip olmadı. Babamla tanışıklığım, ondan geriye kalan 3-5 fotoğraf ve çevremden öğrendiklerim kadardır.
Babam nasıl birisiydi diye hep merak ederdim. Hatırlamıyorum. Çünkü çocuktum, hayatımda hiç görmemiştim. Anneme sorardım. Annem de her sorduğum anda hüzünlenir ve kelimeler boğazına düğümlenirdi. Onu fazla üzmemek adına ısrarcı olmazdım. Babamı tanıyanlardan onun hiç kötü bir anısını duymadı. Tevazu sahibi, dost canlısı, beyefendi bir kişiliği varmış. Ailesine ve çocuklarına sadık bir babaymış. Bunları duymakta beni ayrıca mutlu etmiştir. Babamda tıpkı benim gibi bir evin tek erkek evladıymış. Geçimini inşaat işçiliği yaparak sağlarmış. Şehit olduktan sonra ailem çok zor zamanlar geçirmiş. Dedemler tek erkek evladını, annem ise 5 yıllık hayat arkadaşını, ablam ile birlikte biz ise en kıymetlilerimizden birisi olan babamızı şehit vermiştik.
Annem geleceğine dair farklı tercihler yapabilecekken bizleri kaderine terk etmemiş diğer aile üyelerimizin desteği ile bizlere hem annelik hem de babalık yapmıştır. Onun hakkını hiçbir zaman ödeyemem.
Bende diğer şehit yetimi kardeşlerim gibi hayatımda hiç görmediğim bir adamı özlüyorum. Halen bize bıraktığı emanetlerini elime aldığımda duygulanıyorum. Her bayram namazdan sonra kabre gidip ilk onla bayramlaşıyorum. Ne yaşarsa yaşayım, yaşım kaç olursa olsun bir yanım hep eksik kalıyor, yokluğunu her zaman hissediyorum. Şimdiye kadar hayatın bütün zorluklarını omuzumda taşıyan bir çocuk olarak yaşadım. Çünkü ne şımarabileceğim nede başım dara düştüğünde yardım isteyebileceğim bir babam olmadı. Yeri geldi yaşımdan ve boyumdan büyük sorumluluklarım oldu. Kimisinde galip geldim, kimisinde ise mağlup oldum. Buda beni küçücük yaşımda kocaman bir adam etti. Bunun yanında aradan geçen 28 yıllık süreçte şehit oğlu olmanın haklı gururunu da içimde taşıdım. Şimdi ise baba kelimesine vakıf olmadığım halde onlarda bu duygudan yoksun büyümesin diye 2 çocuğuma iyi bir baba, şehit babama da layık bir evlat olma gayreti içerisindeyim. Rabbim hiç kimseye baba, evlat ve eş acısı yaşatmasın, en önemlisi de hiç birimizi vatansız bırakmasın diyorum.”
Ardından Çankırı TOBB Fen Lisesi öğrencisi Sultan Çınar tarafından “Ya Gazi Ol Ya Şehit” isimli şiir ile aynı okul öğrencisi Enes Karaağaç Çanakkale’de şehit olan bir askerimizin yazdığı mektubu okudu.
Daha sonra okul öğrencileri tarafından hazırlanan Çanakkale Geçilmez Oratoryosu beğeni topladı.