Sayın Basın mensupları
Bilindiği üzere 2015 yılı asgari ücret tutarları belirlendi. Yapılan görüşmelerde ne yazık ki yine asgari ücretli çalışanı memnun edecek bir sonuç çıkmadı.
Hükümet, işveren temsilcileri ve işçi temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu kendileri çalıp kendileri oynamıştır. Asgari ücretliye 2015 yılı ilk dönemi için belirlenen rakam 949. 00 TL dir. İkinci altı ay için 1000 TL dir.
Türkiye’de yaklaşık 5 milyonun üzerinde asgari ücretli bulunmaktadır. Aileleri ile birlikte bu rakam 15 milyonu bulmaktadır. Bu kadar insan açlık sınırının altında yaşamını idame ettirmeye mahkûm edilmiştir.
Türkiye’de açlık sınırı 1400 TL, yoksulluk sınırı 4000 TL’ye yaklaşmıştır. Asgari ücret ise bu rakamların çok altında kalmıştır. Türk işçisi aldığı asgari ücret ile ev geçindirmek, çocuk okutmak ve gıda ihtiyaçlarını karşılamak başarısını göstermektedir. Ancak AKP hükümeti Türk işçisini adeta kaderi ile baş başa bırakmış, açlığa mahkûm etmiştir. Açıklanan bu asgari ücreti kabul etmemiz mümkün değildir.
Yapılan 58. TL lik zamla asgari ücret her zaman olduğu gibi sefalet ücreti olmaya devam etmektedir. Türkiye ekonomisinin büyüdüğü, milyonlarca emekçinin asgari ücreti söz konusu olduğunda unutulmakta ve ekonomiyle ilgili bütün parlak sözlerin üzerindeki yaldızlar dökülerek ‘’ekonomimiz ancak bu kadarına yetiyor’’ sözlerinin arkasına sığınılmaya çalışmaktadır.
AKP hükümeti, milyarlarca liralık saray yapmaya gelince para var, sarayın ödeneğini yüzde yüz artırmaya gelince var, ama yaklaşık 5 milyonun üzerinde çalışan söz konusu olunca para yok diyerek Türk işçisine verdiği değeri ortaya koymaktadır.
Dört kişilik ailenin yaşam maliyeti 2014 yılının başına göre 350 TL artış göstermiştir. Gıda harcaması tutarına sekiz ayın sonunda gelen ek yük ise doksan üç lira olmuştur. Asgari ücretin bu düzeyde belirlenmesinin, sefalette ısrar anlamına geldiği ifade ederek, işçilerin talebinin asgari ücretin, bir işçinin ailesi ile birlikte asgari olarak temel ihtiyaçlarını karşılayacak, işçiyi kimseye muhtaç etmeyecek bir düzeyde belirlenmesi ve sefaletin son bulması gerekmektedir.
* Asgari ücret bir “sosyal politika tedbiri” görülmeli ve asgari ücret, en azından açlık sınırından az olmayacak şekilde 1600 TL olarak belirlenmelidir.
* Asgari ücretliden alınan vergilerin tamamı kaldırılmalıdır.
Sonuç Olarak; Türkiye’de yaşanan bunca yolsuzluğa ve hırsızlığa rağmen emeğiyle geçinmekten başka çaresi olmayan milyonlarca insanımızın hayatını etkileyen asgari ücret ile ilgili açıklanan rakamlar hayal kırıklığı yaratmıştır.
Türk işçisinin alın terinin karşılığını vermekten imtina eden hükümet, kendi lüksü ve saltanatı için halkın vergilerini kullanmaktan çekinmemektedir.
Türk işçisinin her daim yanında olan ve mücadelesini bu temelde sürdüren Ülkücü İşçiler Derneği olarak biz bu haksızlığın karşısında susmayacak ve işçi kardeşlerimizin haklarının savunucusu olacağız.
Kamuoyuna arz ederiz.
Ülkücü İşçiler Derneği Çankırı Şubesi